Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, kanser tedavisinde önemli bir dönüm noktası olan kişiye özel genetik ve moleküler analizlerle belirlenen akıllı ilaçları değerlendirdi. Coşkun’a göre, bu akıllı ilaçlar, kemoterapiden farklı olarak büyük oranda sadece kanser hücrelerini hedefleyerek yan etki oranını azaltıyor.
Kanserin, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Prof. Dr. Coşkun, önceden tek seçeneğin kemoterapi olduğu bu alanda, artık geliştirilen akıllı ilaçlar sayesinde büyük ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti. Akıllı ilaçlar, kanser hücrelerini hedef alarak, yan etki oranını minimumda tutma avantajına sahip.
Coşkun, kemoterapiden farklı olan bu ilaçların tümörün yayılmasına engel olduğunu veya kişinin bağışıklık sistemini uyararak kanser hücrelerini yok ettiğini söyledi. Her kanser hastasının kendi tümör dokusunda incelemeler yapılarak, kanserin davranış özelliklerinin belirlendiğini ve böylece hangi akıllı ilacın etkili olabileceğinin öngörülebildiğini ekledi.
Ancak, bu kişiye özel genetik ve moleküler analizlerin maliyetli olduğunu ve birçoğunun geri ödeme kapsamında olmadığını vurgulayan Coşkun, bu testlerin ancak tıbbi onkoloji doktorunun önerisi doğrultusunda planlanması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda, testlerin her hastada aynı şekilde gerekli olmadığını ve faydası olmayacak hastalardan kaçınılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Başta meme kanseri olmak üzere birçok kanser hastasında ameliyat sonrası koruyucu kemoterapiler uygulandığını hatırlatan Coşkun, yapılan analizler sayesinde bu tedaviye gerçekten ihtiyaç duyan hastaları belirleyebildiklerini ifade etti. Ancak, bu testlerin genellikle yurtdışına odaklı olduğunu ve maalesef ülkemizde pahalı olduğunu belirterek, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı ve üniversiteler bünyesinde bu alanda çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini söyledi.