Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde dikkat çeken bir çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ortak yayına çıkma çağrısında bulunarak, “Onların televizyon kanalları var bir sürü. Çağırırlarsa ben vallahi giderim. Hatta tek çağırırlarsa yine giderim. Biz 6 lider geliriz, onlar da 5 lider oldu.” şeklinde konuştu.
Karar Tv’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, demokratik bir ortamda seçim kampanyaları yapılması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu çağrıya olumlu yanıt vermesini umduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bizim halkımız, demokrasiyi, özgürlükleri, adil ve eşit seçim ortamını istiyor. Bu çağrıyı yapıyoruz ve umut ediyoruz ki Cumhurbaşkanı da bu çağrımıza kulak verecek.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Ortak Yayın Çağrısı: Siyasi Liderlerin Karşı Karşıya Gelmesi Gerek
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık bir çağrıda bulunarak, bir ortak canlı yayına çıkmalarını önerdi. Kılıçdaroğlu, “Onların televizyon kanalları var bir sürü. Mesela A Haber. Çağırırlarsa ben vallahi giderim. Gelsin A Haber’e gidelim. Hatta tek çağırırlarsa yine giderim. Biz 6 lider geliriz, onlar da 5 lider oldu” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, siyasi liderlerin karşı karşıya gelmesi gerektiğini vurgulayarak, bu tür yayınların demokratik bir ortamda gerçekleşmesinin önemli olduğunu belirtti. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak olan tüm adayların halka kendilerini tanıtmaları için bu tür fırsatlara ihtiyaçları olduğunu sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yarışının centilmence geçmediğine dair endişelerini dile getirdi. Kendisinin seçim meydanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını telaffuz etmediğini, ancak karşı taraftan kendisine yöneltilen suçlamaların şaşırtıcı boyutta olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kendilerini bu tür kısır tartışmaların içine çekmek istediğini söyleyerek, Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonomi, demokrasi ve gelecek gibi konuların tartışılması gerektiğini vurguladı.
Seçime yaklaşırken Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve işsizlik sorunlarına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, halkın yaşam koşullarının giderek kötüleştiğini ve açlık sınırının altında kalanların sayısının arttığını ifade etti. Asgari ücretin bile açlık sınırının altında olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, seçimlerin otoriter bir yönetimden mi yoksa demokratik bir yönetimden mi yana olunacağına dair bir tercih olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamaları, Türkiye’de seçimlerin sadece adaylar arasındaki yarıştan ibaret olmadığını, aynı zamanda ülkenin geleceği için önemli bir tercih olduğunu gösteriyor. Ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk gibi sorunların çözümü için adayların gerçek gündemi olan konuları tartışmaları gerektiği belirtilirken, seçim yarışında centilmenlik ve dürüstlük ilkelerine uyulması gerektiği vurgulanıyor.
Kılıçdaroğlu: “Devletle Partiyi Ayırmak Lazım” Kurumlar Kendi İçinde Çalışamaz Hale Geldi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de devletin temel kolonlarının tahrip edildiğini ve bunların yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Yolsuzlukların soruşturulmadığı kanunlar ve devletin partiyle birleşmesi gibi sorunlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, kurumların kendi içinde çalışamaz hale geldiğine vurgu yaptı.
Kılıçdaroğlu, tasarruf mevduatını ve sigorta fonunu yöneten kişilerin yolsuzluk yaptığı durumlarda hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmayacağına dair kanunların çıkartılmasının akıl alacak bir şey olmadığını belirtti. Devletle parti ayrımının sağlanması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gemisinin iktidar partisinin seçim otobüsüne döndüğü eleştirisinde bulundu.
Kurumların kendi içinde çalışamaz hale geldiğine dair endişelerini dile getiren Kılıçdaroğlu, devletin kolonlarının yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle savunma sanayisi fonunun siyasi propaganda aracı olarak kullanılmasına karşı çıkan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların seçim propagandası haline getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin demokratik bir yönetimden yana mı otoriter bir yönetimden yana mı olacağına dair tartışmaların yapılması gerektiğini ifade ederken, Türkiye’deki işsizlik, geçim sıkıntıları ve açlık sınırının altında kalan asgari ücret gibi sorunların çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Savurganlıkları Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Maliyeci bir isim olarak uzun yıllar Maliye Bakanlığı’nda çalışan ve para toplama ve tasarruf yapma konularında uzmanlaşan biri olarak, Türkiye’deki savurganlıkların arttığına dikkat çekiyor. Devletin para toplama ve tasarruf yapma konusundaki ihtiyacının farkında olan bu kişi, Allah’ın izniyle çıkaracakları bir numaralı kararnamenin tasarruf ve savurganlıkları önleme kararnamesi olacağını söylüyor.
Bu kararnamenin Türkiye’deki savurganlıkların önlenmesi konusunda büyük bir adım olacağına inanıyor. Kendisi büyük bir parayı tasarruf edebileceklerini düşünüyor ve bunu gerçekleştirmek için çaba gösteriyorlar. Ücretlilere ve emeklilere verilmesi gereken yardımların ekonomiyi döndürmek için önemli olduğunu belirtiyor.
Gelir vergisi tarifesinde yapacakları değişiklikler ve asgari ücretten vergi almama sözleri de tasarruf ve ekonomiye katkı sağlamak için atacakları adımlar arasında. Devletin ek gelir kaynakları bulmak zorunda olduğunu da belirtiyor.
6 parti bünyesinde deneyimli, birikimli ve güçlü bürokratik kadrolarının olduğunu da belirtiyor. Bu bürokratların düşüncelerini söyleyip, onların hesaplamalarını test ettikten sonra uygulama konusunda karar verdiklerini ifade ediyor. Bu şekilde gerçekleştirme potansiyellerinin olduğunu da ekliyor.
Seçim Sonrası Ekonomik Riskler: Mazbata Süreci ve Hacker Saldırıları
Türkiye’nin yaklaşan seçimleri, sadece siyasi bir değişim için değil, aynı zamanda ekonomik riskler için de bir dönüm noktası olabilir. Seçim sonrası mazbata sürecinin belirsizliği ve potansiyel hacker saldırıları, Türk ekonomisinin geleceği üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
Seçim sonuçları belirlendikten sonra, seçilen adayların mazbata alması gerekiyor. Ancak, bu süreç 10 güne kadar sürebilir ve bu süre zarfında ekonomi boş bırakılabilir. Bu süre zarfında, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve yatırımcıların endişeleri, Türk ekonomisi için önemli bir risk oluşturabilir.
Bununla birlikte, mazbata süreci yanı sıra, potansiyel hacker saldırıları da bir başka risk faktörüdür. Son zamanlarda ortaya çıkan haberler, İletişim Başkanlığı’ndan bir hacker grubunun anlaşıldığı ve ödeme yapmak için Bitcoin hesaplarını kullandığı yönünde. Ayrıca, iktidar kanadından tepkiler de geldi. Bu tür saldırılar, seçim sonrası ekonomik istikrarı daha da bozabilir.
Bu bağlamda, ekonomistler ve siyasi analistler, seçim sonrası olası senaryolara hazırlıklı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Birçok uzman, Türkiye’nin seçim sonrası ekonomik risklerle başa çıkabilmesi için, öncelikle siyasi istikrarın sağlanması gerektiğini vurguluyor