Okuduklarımızı neden çabuk unuturuz?

Okuduktan sonra edinilen bilgileri aklınızda tutmak neredeyse imkansız. Peki bunun nedeni ne, neden okuduklarımızı çabucak unuturuz.

Yaşamda ilerledikçe ve yeni deneyimler kazandıkça beyniniz sürekli olarak bazı iyileştirmelerden geçiyor. Ne okuduğunuzu hatırlamıyorsanız daha fazla okumanın faydası olmaz. Sorun şu ki, beyniniz her şeyi saklayamaz, bu yüzden önemli olana ve daha sonra kullanılacak olana öncelik vermelidir.

Uzun zaman önce okuduğunuz bir kitaptan konuyu, karakterleri ve belki de birkaç önemli sahneyi hatırlayabilirsiniz. Ancak öte yandan, birkaç ay önce okuduğunuz bir kitabın tamamını unutabilirsiniz. Kitabı okuduğunuz kitabın türüne, zamana, nedene ve ortama göre değişebilir.

Okuduklarınızı aklınızda tutamamanın bazı nedenlerine ve bunlar hakkında ne yapmanız gerektiğine bakalım.

Birinci nedenimiz, okuma öncesinde, sırasında veya sonrasında dikkatin dağılması.

Bir şeyi okuduktan sonra başka faaliyetlerle meşgul olmak, onu daha sonra hatırlama kapasitenizi engeller. Yani okuduktan sonra başka yeni şeyler öğrendiğiniz için öğrendiklerinizi unutuyorsunuz.

Ne kadar unutacağınız, dikkatinizin dağılmasının okuduğunuz şeyle benzerliğine veya farklılığına göre belirlenir. 

Örneğin arkadaşınızla mesajlaşırken okuma yapıyorsanız duygusal olarak kendinizi kaptırabilir ve okuduğunuzu unutabilirsiniz. Tam tersi okuduğunuz bilgiyle ilgili bir video dikkatinizi dağıtırsa, bu, anlamanızı sağlamlaştırır.

Okumadan önce çalışırken öğrendiğiniz yeni bilgileri hatırlamakta da zorlanabilirsiniz. Okuma saatinize birkaç dakika kala kendinizi sıkıcı görevlere kaptırmak, beyninizi yorgun bırakabilir ve yeni bilgileri tutamaz hale getirebilir.

Bazı anılar, araya giren anıların olumsuz etkilerine karşı bağışıktır. Ancak pek çok değişken, ne kadar bilgi sakladığınızı etkiler.

Bu nedenle bu anıların mutlaka standart sönümleme eğrisini takip etmesi gerekmez. Erişilmesi daha kolay ve unutulması daha zor olma eğilimindedirler.

Örneğin, hocanızın derste okuduklarını unutmak, yazın yaptığınız ilk tatili unutmaktan daha kolaydır.

Dikkatimizin dağılmasını önlemenize yardımcı olacak 3 etkili tüyo

Bir. Bir rutin geliştirin.

Düzenli olarak okumaya zaman ayırmalısınız. O dönemde okuyup okumanız için en uygun zamanı belirleyin. Bir rutin konsantrasyonunuzu artırmanıza yardımcı olacaktır. Sabahlar okumak için en iyi zamandır çünkü zihin tazedir.

İki. Yapılacaklar listesi oluşturun.

Bir göreve odaklandığınızda diğerini gözden kaçırmak kolaydır. Uygun bir takvimle yapılacaklar listenizi daha iyi düzenleyebilir ve zamanınızı yönetebilirsiniz. En üretken olduğunuz zamanı belirleyin ve ev ödevleri ve ders dışı aktiviteler için zaman ayırın. Derslerinizi ve ödevlerinizi planlayıcı veya dijital takvim kullanarak takip edebilirsiniz.

Yapılacaklar listesi oluşturmayı ve randevuları elle planlamayı tercih edenler için kağıt planlayıcılar idealdir. Bir şeyleri yazmak odaklanmanızı ve hatırlamanızı geliştirir.

Üç. Uyarıları devre dışı bırakın.

Bilgisayarınızdaki istenmeyen sekmeleri kapatın ve telefonunuzu sessize veya “Rahatsız Etmeyin” moduna ayarlayın. İnterneti kullanmanız gerekiyorsa bir sekmeyi açık tutun.

Zaman kaybettiren web sitelerini ve uygulamaları engellemek veya gizlemek, çevrimiçi ortamda dikkatinizin dağılmasını önlemenize yardımcı olabilir. Unutmayın her üniversite öğrencisinin en büyük düşmanı sürekli uyarılar ve kısa mesajlardır.  

Bu çözümleri de anlattığımıza göre geldik okuduklarımızı çabuk unutmamıza neden olan ikinci nedene.

Kötü beslenme de okuduğumuzu unutmaya neden olan ikinci etken.

Beyniniz, çok baharatlı yemekler, fazla et, tuz ve bayat yiyecekler gibi yiyeceklerden etkilenir. Aşırı sigara, alkol ve ya kafein aldığınızda beyninize zarar verir. Bazı gıdalar, vücudun ve zihnin kan ve enerji dolaşımını engellediği için yetersiz besleyici bir diyetin parçasıdır.

İnsanlar iki şeyden dolayı fiziksel ve duygusal olarak acı çekerler: Yedikleri yemek ve yemeyi reddettikleri yemek.

Beyninizi koruyan sağlıklı yağlar ve antioksidanlar açısından zengin, yapraklı yeşillikler, tam tahıllar, kuruyemişler ve meyveler gibi antioksidan açısından zengin gıdalar tüketin.

Şimdi daha iyi hafıza için ne yememiz gerektiğine bakalım…

Proteinler

Proteinler beyinden vücudun geri kalanına bilgi iletilmesine yardımcı olur ve ruh halini iyileştiren beyin kimyasalları üretir. Et, balık, yumurta, tavuk, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar, kuru fasulye ve mercimek, süt ürünleri ve soya ürünleri yüksek proteinli besinlerdir.

Tekli doymamış yağlar

Tekli doymamış yağlar avokado, badem, zeytinyağı, kanola yağı ve yer fıstığı yağında bulunur. Bunların hepsi beyninizin daha sıkı, daha iyi, daha hızlı ve daha güçlü çalışmasına yardımcı olabilecek mükemmel yağ kaynaklarıdır.

Omega-3

Omega-3 yağ asitleri beyninizin daha fazla çalışmasını sağlar ve zihinsel sağlığınızı iyileştirir. Omega-3 kaynakları arasında yumurta, tavuk, sığır eti, yağlı balık, keten tohumu ve keten yağı bulunur. 

Yetersiz dinlenme ve uyku. Bu da okuduklarımızın hafızada kalıp kalmamasına neden olan üçüncü etkenimiz.

Önemli hafıza bağlantılarının ve bağlantılarının oluşumu için uykuya ihtiyacınız vardır. Bir şeyi ilk kez öğrendiğinizde, bilgi kırılgandır ve beyninizdeki izlenim inanılmaz derecede hassastır. Beyniniz siz uyurken bu materyali inceler ve daha güçlü yollar oluşturarak onu bilgi tabanınızın daha sağlam bir parçası haline getirir.

İhtiyacınız olan dinlenmeyi alamayacak kadar ders çalışmakla veya çalışmakla meşgulseniz, bedeniniz ve beyniniz normal şekilde çalışamaz. Yeterince iyi uyumadığınız takdirde hafızanız bozulan ilk şeylerden biridir.

Yeterince uyumak, eğer uykusuzsanız hafızanızı geliştirmenin en basit ve en hızlı stratejisidir.  Çoğu yetişkin için günde 7 ila 8 saat kesintisiz uykuyu idealdir ama çocukların ve gençlerin daha da fazlasına ihtiyacı var. Yeterince uyku, yaratıcı çözümler bulmak için yeni bilgileri öğrenmenize, ezberlemenize, saklamanıza, hatırlamanıza ve uygulamanıza yardımcı olur.

Geldik dördüncü nedenimize. Yetersiz tekrar.

Hafızanızda taze tutmak için sürekli olarak gözden geçirmediğiniz sürece, öğrendiklerinizin çoğunu çalıştıktan sonraki birkaç gün içinde unutmanız yaygındır. Sonuç olarak, nadiren tekrar ziyaret ettiğiniz deneyimler ve nadiren kullandığınız veya yeniden öğrendiğiniz kavramlar zamanla kaybolur. 

Okuduğunuz şeylerin çoğunu neredeyse öğrendiğiniz kadar çabuk unutursunuz. Bundan sonra kalan azıcık şeyi de yavaş yavaş unutursunuz.  Unutma eğrisi hafızada tutmanın zamanla kötüleştiğini öngörüyor. 

Beşinci nedenimiz de kısa süreli okuma yapmak veya gözden geçirmek.

Kısa süreli bilgi birikimi sıklıkla yüzeysel işlemenin ürünüdür. Genellikle bir kavramın veya fikrin yalnızca yüzeyini gözden geçiren etkinliklerin veya içeriğin tekrarlanmasını gerektirir. Okuduğunuz bilgiyi bir duyuya ya da duyguya bağlayamıyorsanız hızlı bir şekilde işlersiniz. Sonuç olarak beyin önemsiz olduğunu düşündüğü için beyinde uzun süre kalmıyor. Böylece beyniniz daha hayati bilgilere yer açacaktır.

Öğrendiğiniz içeriğe anlam yüklediğinizde onu derinlemesine işlersiniz. Bir şeyi hatırlamak için bir neden keşfedebildiğinizde, onunla bir duyguyu ilişkilendirebildiğinizde veya öğrenirken birden fazla duyuyu kullanabildiğinizde, beyniniz onu daha iyi saklar ve gerektiğinde hatırlaması daha kolay olur.

Okuduğunuz şeyin bastırılması okuduğumuzu çabuk unutmamıza neden olan altıncı nedenimiz.

Rahatınızla ya da özgüveninizle bağdaşmayan bir anıyı unutma olasılığınız çok yüksektir. Sorun şu ki, hoş olmayan bir anı ile ilgili olduğu için hoş olmayan bir bilgiyi bastırabilirsiniz. Bastırma, güçlü duygu ve dürtülerin bastırılması eylemidir. Artık var olmadıkları noktaya kadar ifade edilmelerini engellersiniz. Okurken odaklanmak için beyninizi eğitmenin bazı yollarına bakalım.

Yedinci neden, hafızanın bozulması veya kullanılmaması.

Beyin, düzenli olarak kullanmadığınız bilgiyi, periyodik olarak ihtiyaç duyduğunuz verilerle değiştirme eğilimindedir. Bu tür hafıza kaybı, hafızanın bozulması veya kullanılmaması olarak adlandırılır.

Lisedeki geometri dersinizi düşünün. Bir mimar değilseniz veya hassas açılar gerektiren başka bir sektörde çalışmıyorsanız, şekillerin ve açıların çeşitli alanlarını bulmaya yönelik tüm formülleri hatırlamazsınız.

Zihninizin daha önce öğrenilen materyali sık sık gözden geçirmesi gerekir, aksi takdirde onu “yararsız” olarak etiketlenmiş ve kolay hatırlanması için erişilemeyecek bir çöp kutusuna atacaktır. Bir şey ne kadar çok gözden geçirilirse o kadar çok hatırlanır.

Ünite incelemeleri ve bölüm sınavları yoluyla hafıza kaybıyla mücadele edebilirsiniz . Bilgiyi saklandığı yerden çıkarırlar ve beynin bilgiyi hatırlamasını istediğinizi anlamasını sağlarlar.

Geldik son nedenimize. Okuduklarımızı unutmamıza neden olan son etken ise yanlış kitapları seçmek.

Beyin, enerjiden ve yerden tasarruf etmek için deneyimleri gruplandırmayı sever. Sonuç olarak okuduklarınızı hatırlayabilmeniz için dikkat çekici olması gerekir. Buna rağmen insanların çoğunluğu iki önemli hata yapıyor. Önce herkesin okuduğunu okurlar. İkincisi ise, okumak istemedikleri kitapları bitirmek için kendilerini zorluyorlar.

Yayıncılık sektörü, mevcut milyonlarca blog yazısı, makale ve araştırmanın yanı sıra yılda binlerce kitap üretiyor. Okuma listenizi seçmezseniz okunacak çok şey var demektir.

Daha sonra kendinizi hoşlanmadığınız kitapları okumaya zorlamak zaman kaybıdır. Bir şeyden etkilenmek onu hatırlama ve daha sonra kullanma şansınızı artırır.

Evet, insanlar saydığımız 8 temel nedeni gözden geçirip kendilerine uygun koşullar oluşturduğu takdirde, okuduğu bir kitabı veya yazıyı hafızasında tutup daha sonra hatırlama oranı daha yüksek olacaktır.

Keyifli okumalar...