Siyasetçiler tarafından sürekli kandırılan Staj ve çıraklık mağdurları, “Ailelerimizle birlikte milyonları bulan bir sayıya ulaşıyoruz. Eğer bizi ciddiye almak istiyorlarsa, siyasilerin sandığa gidip oy kullanmamızı istemeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.
Sanayide yağ, kir ve pas içinde çalışmak zorunda kalan vatandaşlar, daha çocuk yaşta iken akranlarının parkta bahçede koşup oynadığı bir ortam yerine mağdur edilmeye devam ediyorlar.
Staj ve çıraklık mağdurları, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) kapsamına dahil edilmezken, seçim sürecinde iktidarın ortağı olan Mustafa Destici’nin “seçim sonrası staj ve çıraklık EYT’ye dahil edilecek” açıklamasıyla umutlanmıştı.
Mağdurlar, Destici’nin sözlerine şu şekilde tepki gösterdi: “EYT’yi çıkaran sizsiniz. Eğer dürüstseniz, neden seçim öncesinde staj ve çıraklığı EYT’ye dahil etmediniz? Bakan Bilgin çıkıp ‘milletin parasını böyle harcayamayız’ diyerek bizi milletten saymadı mı? Üstelik bize karşı alay eder gibi, ‘sizin patronunuz kim?’ tarzında sözler sarf etti.”
Bu durum, staj ve çıraklık mağdurları arasında büyük bir hayal kırıklığı ve haksızlık hissiyatı yaratmıştır. Onlar, siyasi söylemler ve vaatlerin gerçekleşmesini beklerken, sürekli olarak mağdur edilmeye devam edildiklerini düşünmektedirler.
2016’da Yargıtay’ın aldığı bir kararla, Almanya’da staj ve çıraklık süreci Türkiye’deki emeklilik sürecine dahil edilmesi hükmedilmişti. Bu karar, Türkiye’deki stajyer ve çıraklara bu hakkın verilmemesi durumunda ciddi tepkilere yol açmıştı, çünkü aynı hak Almanya’daki gurbetçilere tanınmıştı.
Seçim sürecinde, staj ve çıraklık mağdurları sayılarının azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Ailelerimizle birlikte milyonları buluyoruz. Eğer bizi sandığa gidip oy kullanmamızı istiyorlarsa, siyasilerin bizi dikkate almaları gerekiyor. İlk seçimde boş vaatlerde bulundular. Bakalım ikinci seçimde bizi hatırlayacaklar mı?”
Bu beyanlar, staj ve çıraklık mağdurlarının siyasilerden adalet taleplerinin yanı sıra, seçim sürecinde kendilerine yönelik somut adımlar atılmasını beklediklerini göstermektedir. Mağdurlar, verilen sözlerin boş olmadığını kanıtlamak için ikinci bir seçimde siyasilerin kendilerini hatırlamasını ummaktadırlar.