Teknoloji dünyasının gelişiminde dönüm noktalarından biri, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Profesörü Joseph Weizenbaum’ın 1966 yılında ilk sohbet botu olan ELIZA’yı geliştirmesiyle başladı. Weizenbaum, o dönemde insanların dijital dünya ile etkileşimini kökünden değiştireceğinin farkında mıydı bilinmez, ancak ELIZA’nın ortaya çıkışı, yapay zeka dünyasının ilk adımlarından biriydi.
O günden bu yana, sohbet botları hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Birçok kişi, bilinçli veya bilinçsiz olarak bu botları kullanarak günlük yaşamlarını kolaylaştırdı. Özellikle sesli asistanlar gibi teknolojiler, insanların dijital dünyayla daha etkileşimli olmalarını sağladı.
Ancak, 2022 yılında ABD merkezli yapay zeka firması OpenAI’ın piyasaya sürdüğü ChatGPT, bu alandaki devrim niteliğinde bir atılımın habercisi oldu. ChatGPT, internet üzerinden bilgi arama alışkanlıklarını ve iş yapma yöntemlerini temelden değiştirdi.
Üretken yapay zeka nedir?
Üretken yapay zeka, metin, görüntü ve ses gibi çeşitli içerik türlerini üretebilen yapay zeka sistemlerine verilen genel bir isimdir. Bu teknoloji, ilk olarak 1960’ların başlarında sohbet botlarıyla tanıtıldı. Ancak büyük bir sıçrama, 2014 yılında GAN’ların (Generative Adversarial Networks) piyasaya sürülmesiyle gerçekleşti. GAN’lar, insan yüzlerini taklit eden son derece gerçekçi görüntüler oluşturan derin sinir ağlarıyla üretildi. Bu teknoloji, önceki dönemlerde inandırıcı ve özgün görüntü, video ve ses üretimini mümkün kıldı.
2021 yılında, DALL-E, Stable Diffusion, Midjourney ve Runway gibi görsel üretim mekanizmaları piyasaya sürülerek üretken yapay zeka araçları daha fazla ilgi gördü. Ancak 2022’de ChatGPT’nin duyurulması, bu alandaki ilgiyi doruğa çıkardı.
Sohbet botları, üretken yapay zekanın önemli bir alanını oluşturur. Bu botlar, genellikle GPT (Generative Pre-trained Transformer) adı verilen açık kaynaklı bir yapay zeka modelini kullanır. Bu model, dönüştürücü (transformer) mimarisini kullanarak milyonlarca metin verisiyle eğitilir, bu veriler arasında kitaplar, makaleler ve şiirler de bulunur.
buzdağıhaber.com
OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT, bu botların muhtemelen en dikkat çeken örneği oldu. ChatGPT, 1 milyon kullanıcıya ulaşmak için sadece 5 gün gerektirdi, ve sadece iki ay sonra aylık 100 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Bu hızlı büyüme, ChatGPT’yi tarihin en hızlı büyüyen uygulaması haline getirdi.
ChatGPT’nin başarısının ardındaki sırlar hala tartışma konusu. Teknoloji politikalarından sorumlu bir başkan yardımcısı olan Adam Conner, bu başarının sistemin kullanıcılar tarafından anlaşılabilir bir şekilde sunulmasına dayandığını söylüyor. Conner, “ChatGPT, sadece bir tür kod veya veri çıkışı yerine sıradan insanların anlayabileceği şekillerde çıktılar üretmesi açısından farklıdır,” diyor.
Bununla birlikte, ChatGPT’nin halihazırda bazı eksiklikleri bulunuyor. Özellikle, kullanılan metinlere kaynak vermemesi, arama motoru işlevini zorlaştırıyor ve kullanıcıları yanlış bilgi ve intihal riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Bu eksiklikleri fark eden birçok yapay zeka şirketi, kullanıcıların amaçlarına daha uygun araçlar geliştirmek için çaba harcıyor.
Sonuç olarak, üretken yapay zeka, teknolojinin hızla gelişen bir alanıdır ve sohbet botları gibi uygulamalar, bu teknolojinin önemli bir bileşenini temsil eder. ChatGPT gibi atılımlar, dijital dünyada kullanıcı deneyimini kökten değiştirmeye devam edeceğe benziyor.
1. Perplexity AI
Yukarıda bahsedilen ChatGPT gibi sohbet botları, dijital dünyada bilgiye erişimi kolaylaştırırken, özellikle akademisyenler ve öğrenciler için özelleştirilmiş bir deneyim sunmayı amaçlayan Perplexity AI adlı yeni bir sistem, bu alanda büyük bir atılımı temsil ediyor.
Perplexity AI, arama motorlarına benzer bir deneyim sunarken, kullanıcı dostu bir sohbet botu arayüzü sunuyor. Sistem, akademik makaleler içinde veya Wikipedia gibi belirli kaynaklarda arama yapma olanağı sunan “focus” (odak) butonuna tıkladığınızda arama alanını özelleştirmenize olanak tanır. Bu özelleştirme, kullanıcıların arama sonuçlarını istedikleri biçimde daraltmalarını sağlar.
Perplexity AI ayrıca internete erişim sağlar ve yanıtları doğrulamak için Bing tabanlı bir bilgi çekme sistemi kullanır. Bu, ChatGPT’nin aksine Perplexity’nin güncel bilgilere daha hızlı erişebildiği anlamına gelir. Üstelik Perplexity, Microsoft’un Bing hizmetinden önce piyasaya sürüldü ve bilgi doğruluğu açısından hem ChatGPT hem de Bing’den daha iyi bir performans sergiliyor.
Perplexity AI’nin dikkat çeken özelliklerinden biri de “Copilot” adı altında sunulan yeni bir özelliktir. Copilot, kullanıcıların arama süreçlerini daha etkileşimli ve özelleştirilebilir hale getirerek akıllı bir arama deneyimi sunar. Örneğin, bir kulaklık satın almak istediğinizde, Copilot size ne tür bir kulaklık aradığınızı, hangi özelliklere sahip olmasını istediğinizi ve bütçenizi sorar. Bu bilgileri kullanarak internet üzerinde arama yapar ve size en uygun kulaklığı bulur.
Copilot şu an için ücretsizdir, ancak GPT-4 dil modelini kullanır ve kullanımı sınırlıdır. Kullanıcılar, bu özelliği sadece 4 saatte 5 kez kullanabilirler.
Perplexity AI, akademisyenler ve öğrenciler için özellikle faydalı olan bu yenilikçi yaklaşımıyla dijital bilgiye erişim konusunda önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bu sistem, bilgiye daha hızlı, daha güvenilir ve özelleştirilmiş bir şekilde erişme ihtiyacını karşılamak için tasarlanmış gibi görünüyor.
2. Microsoft Bing
Geçtiğimiz Şubat ayında, Microsoft, OpenAI tarafından desteklenen GPT-4 dil modeliyle güçlendirilen yeni nesil arama motoru Bing’i tanıtarak dikkatleri üzerine çekti. Ancak aslında Bing, ilk kez 2009 yılında geliştirilmişti, ancak Microsoft ve OpenAI işbirliği sayesinde yapay zeka desteği kazanana kadar önemli bir etki yaratamamıştı.
Microsoft, Ocak ayında OpenAI ile uzun vadeli bir ortaklık kurduklarını açıklamıştı. Medyada Microsoft’un OpenAI’e 10 milyar dolar ödediği yönündeki iddialar dolaşsa da bu söylentiler resmi olarak doğrulanmamıştı.
Kullanıcılar, Bing’e giriş yaptıklarında, Microsoft Edge tarayıcısına benzer bir arama motoru ile karşılaşıyorlar. Arayüzde haberler, videolar, haritalar gibi alışılagelmiş başlıklar bulunuyor. Ancak ilgi çekici olan, “Chat” (Sohbet) seçeneği. Bu seçenek, kullanıcıları Bing’in yapay zekalı sohbet botuna yönlendiriyor.
Bing’de, ChatGPT gibi kullanıcılara sorular sorma olanağı sunuluyor. Ancak burada dikkate değer bir fark var: Bing, kullanıcılara arama sonuçlarıyla ilgili üç seçenek sunuyor – daha yaratıcı, daha dengeli ve daha kesin sonuçlar. Bu, kullanıcıların arama sonuçlarını daha fazla özelleştirmelerine yardımcı oluyor.
buzdağıhaber.com
Bing’in sunduğu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek, kaynak göstermesi sayesinde kolaylaşıyor. Ancak, özellikle akademik araştırmalarda kullanılabilen özelliklere ve seçeneklere sahip olmadığını göz ardı etmemek önemlidir.
Diğer yandan, yapay zeka destekli Bing’in Google’ı pazarın lideri olarak tahtından indireceği beklentileriyle tanıtıldığı dönemden bu yana, programa yönelik beklentileri karşılayamadığı görülüyor. Global arama motoru pazarındaki payı, Bing Chat’in tanıtılmasının ardından azalmış gibi görünüyor. Bu yılın Ocak ayında yüzde 3’lük bir pazar payına sahip olan Bing, Ağustos itibarıyla yüzde 2,9 seviyelerine gerilemiştir.
Microsoft’un yapay zeka destekli Bing arama motoru, gelişmekte olan bir proje olarak değerlendirilmeye devam ediyor. Yapay zeka teknolojileriyle daha fazla entegre olması ve kullanıcıların taleplerine daha fazla yanıt vermesi gerekebilir. Ancak gelecekte bu alandaki rekabetin nasıl şekilleneceği ve Bing’in pazar payının nasıl değişeceği, yakından izlenmesi gereken konular arasında yer alacak gibi görünüyor.
3. Google Bard
Google, mart ayında erken erişime açtığı ve daha sonra herkese açık hale getirdiği yapay zeka botu Bard ile dikkatleri üzerine çekiyor. Bard, hem ChatGPT’nin hem de Bing’in önemli bir rakibi olarak göze çarpıyor.
ChatGPT’nin piyasaya sürülmesinin ardından, yapay zeka sohbet botlarının arama motorlarına olan potansiyeli ve Google’ı zorlayabileceği birçok kez tartışıldı. Google ise bu rekabeti, Bard’ı bir arama motoru olarak değil, arama sonuçlarını geliştiren bir asistan olarak konumlandırarak karşılıyor.
Bard’da kullanılan model, Google’ın kendi dil modeli olan LaMDA’ya dayanıyor. Şirket, Bard’ı LaMDA’yı geliştirmek ve geri bildirim toplamak için bir fırsat olarak görüyor. LaMDA, daha önce Google’ın eski mühendisi Blake Lemoine tarafından ileri sürülen iddialarla gündeme gelmişti. Lemoine, LaMDA’nın bilinç kazandığını ve 8 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olduğunu öne sürerek büyük yankı uyandırmıştı.
buzdağıhaber.com
Son olarak, Google’ın Bard ile ilgili yaptığı açıklamada, bir uyarı da yer alıyor. Uyarıda, “Adım Bard, amacım size yaratıcı bir şekilde yardımcı olmak. Şu an bazı sınırlamalarım olduğu için her zaman doğru yanıt veremeyebilirim. Ancak geri bildirimlerinizi paylaşarak daha iyi hale gelmeme yardımcı olabilirsiniz” deniyor. Bu, kullanıcıların Bard’ın sınırlamalarının farkında olmalarını ve kullanım sırasında geri bildirim sağlamalarını teşvik ediyor.
Bununla birlikte, Google, Bard da dahil olmak üzere yapay zeka sohbet botlarına karşı çalışanlarına gizli bilgileri ve materyalleri bu botlara göndermemeleri konusunda uyardı. Reuters tarafından bildirildiğine göre, teknoloji devi, bu önlemi alarak veri güvenliği ve gizliliği konularına daha fazla özen göstermeyi amaçlıyor.
Google’ın Bard’ı, yapay zeka teknolojisinin geleceğini şekillendiren önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu yapay zeka asistanlarının gelecekte nasıl kullanılacağı ve kullanıcılar için nasıl bir etki yaratacağı, teknoloji dünyasında yakından takip edilen bir konu olmaya devam ediyor.
4. Llama
Sosyal medya devi Meta ve teknoloji devi Microsoft işbirliğiyle geliştirilen Llama 2, diğer başarısız denemelerin aksine büyük bir ilgi çekiyor. Bu yeni nesil sohbet botunun özellikleri ve açık kaynak kodlu yapısı, kullanıcılar ve geliştiriciler arasında büyük bir ilgi uyandırıyor.
Llama 2’nin öne çıkan özelliklerinden biri, açık kaynak kodlu olması. Açık kaynak kodlu yazılım (open-source software), yazılımın kaynak kodunun herhangi birine ve herhangi bir amaçla kullanma, inceleme, değiştirme ve dağıtma hakkını tanır. Bu, Llama 2’nin kullanıcıların ve geliştiricilerin sistemi özelleştirmelerini veya geliştirmelerini sağlar. Meta’nın küresel ilişkiler başkanı Nick Clegg, sohbet botunu açık kaynak yapmanın, geliştiricileri sistemi incelemeye teşvik ederek sistemi “daha güvenli ve daha iyi” hale getireceğini belirtiyor.
buzdağıhaber.com
Ancak, açık kaynak kodlu yazılımı bilgisayarlarına kurmak isteyen sıradan kullanıcılar için bu bir zorluk olabilir, çünkü bu işlem belirli bir kodlama bilgisi gerektirebilir. Ancak, bu tür durumlar için çözüm sunan bir platform mevcut. Quora tarafından geliştirilen ve çeşitli sohbet botlarını içeren “Poe” adlı site, Llama 2’ye de yer veriyor. Bu sayede kullanıcılar, Poe üzerinden sisteme kolayca erişebilirler.
Meta ve Microsoft işbirliği, Llama 2’nin başarısında büyük bir rol oynamış gibi görünüyor. İlerleyen dönemde, bu tür açık kaynak projelerin, kullanıcılar ve geliştiriciler arasında daha fazla popülerlik kazanması muhtemel. Açık kaynak yazılımın yaygınlaşması, dijital dünyada daha fazla işbirliği ve inovasyonun yolunu açabilir.
5. Aria AI
Üretken yapay zeka alanındaki yarışa kayıtsız kalamayan bir diğer şirket de Opera Software oldu. Şirket haziran ayında Opera tarayıcısının yapay zekayla desteklenmiş hali olan Opera One’ı duyurmuştu.
Opera One, ChatGPT entegrasyonu sayesinde sohbet botuna hızlı erişim sağlarken, şirketin kendi botu Aria’yı da içeriyor.
Tarayıcının sol tarafındaki kenar çubuğunda yer alan Aria, kullanıcıların sorularını gerçek zamanlı bilgileri kullanarak yanıtlıyor.
buzdağıhaber.com
Aria tıpkı Bing ve Bard gibi arama motoru deneyimini daha kolay ve hızlı hale getirme hedefiyle tasarlanmış. Örneğin, kullanıcılar bir makale okudukları sırada gördükleri bir terimi hızlıca yan taraftaki Aria’da aratabiliyor ve anlamını ayrıntılı olarak öğrenebiliyor.
Diğer yandan o da, Bing’in aksine, verdiği cevaplarda herhangi bir kaynakça kullanmıyor.
6. Teach Anything
Gelişen yapay zeka teknolojisi, eğitim alanında da yeni ve yenilikçi yaklaşımların ortaya çıkmasına olanak tanıyor. Bu bağlamda, GPT-3.5-TURBO teknolojisini temel alan “Teach Anything” adlı eğitim platformu, kullanıcıların dil becerilerini kişiselleştirmelerine imkan veren bir yaklaşım sunarak dikkat çekiyor. Bu program, ChatGPT’nin ötesinde ikinci katman çözümü olarak geliştirilmiştir.
buzdağıhaber.com
Teach Anything’in temel özelliği, kullanıcıların sorularını sormadan önce dil seçeneklerini ve cevapların karmaşıklık seviyelerini belirlemelerine olanak tanımasıdır. Kullanıcılar, sorularını yazdıktan sonra önce dil seçeneklerinden birini seçerler. Ardından, cevapların karmaşıklık seviyesini göz önünde bulundurarak kolay veya zor seçeneklerinden birini belirlerler. Bu sayede, kullanıcılar kendi dil beceri seviyelerine uygun cevaplar alabilirler.
Ancak, dikkat çeken bir eksiklik olarak, bu platformun dil seçenekleri arasında Türkçe’nin bulunmaması öne çıkıyor. Bu, platformun küresel kullanılabilirliğini sınırlayabilir.
Görsel Üretim Araçlarıyla Yaratıcılığın Sınırlarını Zorlama
Öte yandan, son yıllarda kullanıcı dostu yapay zeka araçları, görsel içerik üretiminde büyük bir etki yaratmıştır. Bu araçlar, yazılı komutlar girerek çeşitli görseller oluşturmayı mümkün kılar. Genellikle “difüzyon modeli” olarak adlandırılan bu karmaşık süreç, internet kullanıcılarının rahatça kullanabilecekleri arayüzlerle sunulur.
Bu araçlar, binlerce görsel veriyle eğitilmiş difüzyon modellerini temel alır. İlk olarak, bu modeller beyaz gürültü ekleyerek veriyi bozar ve ardından bu veriyi geri dönüştürerek görseller oluşturur. Bu tür araçların en popülerleri arasında DALL-E, Midjourney ve Stable Diffusion yer almaktadır.
1. DALL-E
OpenAI’nin yaratıcı yapay zeka araçları, görsel içerik üretimi konusunda önemli bir devrimin öncüsü olmuştur. Bu bağlamda, DALL-E adını taşıyan araç, özellikle 2021 yılında kullanıma açılmasıyla büyük bir yankı uyandırdı. Ardından gelen DALL-E 2 sürümü, kullanıcılara daha fazla olanak sunarak bu başarısını taçlandırdı. Şimdi ise DALL-E 3 sürümü ile bu yaratıcı araç daha da ileriye taşınıyor.
DALL-E, 3,5 milyar parametre ile oldukça güçlü bir yapay zeka modelini temel alır. Kullanıcılarına yazılı komutlarla yönlendiren bu araç, kullanıcılara 4 farklı görsel sunar. Kullanıcılar, bu görseller arasından beğendiklerini seçtiklerinde, düzenleme, çeşitlendirme, paylaşma ve kaydetme gibi seçeneklerle karşılaşırlar. “Variations” seçeneği sayesinde beğenilen görselin çeşitli versiyonlarını oluşturmak mümkün hale gelir.
DALL-E’nin adını ünlü ressam Salvador Dali’den aldığı gibi, bu aracın kullanımında bazı zorluklar da bulunabilir. Özellikle görsellerin boyutlandırılması konusunda kullanıcıların bazı zorluklarla karşılaştıkları görülmektedir. Zira DALL-E, görselleri yalnızca 1:1 çerçevesinde üretir. Bu, görseli genişletmek isteyen kullanıcıların, “edit” seçeneğine tıklayarak manzaranın kalanını kendilerinin üretmesini gerektirir. Ancak, bu özellik profesyonel tasarımcılar için oldukça kullanışlı bir araç olabilir.
Daha da heyecan verici olan şey, son güncelleme ile DALL-E 3’e yükseltilen aracın, başarılı çizgi roman sahneleri oluşturabilme yeteneği kazanmış olmasıdır. Bu, sanat ve tasarım dünyasında büyük bir potansiyel sunabilir.
OpenAI’nin bu yaratıcı yapay zeka araçları, gelecekte görsel içerik üretiminde önemli bir rol oynayabilir ve sanatçılar, tasarımcılar ve hatta sıradan kullanıcılar için yeni yaratıcı imkanlar sunabilir. İlerleyen dönemde, bu tür teknolojilerin daha fazla alanda kullanılması ve geliştirilmesi beklenmektedir.
2. Midjourney
Sanat ve tasarım, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yaratıcı araçlar sayesinde daha da genişlemekte ve dönüşmektedir. Discord tabanlı yaratıcı görsel üretim aracı olan “Midjourney,” bu alanda yeni bir devrimin öncüsü olmaya adaydır. Midjourney, Leap Motion’un kurucusu David Holz ve deneyimli danışmanlar tarafından yönetilmektedir ve Discord sunucusu üzerinde kullanılabilir.
Midjourney kullanmak isteyenler, Discord sunucusuna katıldıktan sonra, “/imagine” komutu ile işe başlayabilirler. İlk bakışta karmaşık görünebilecek bu araç, ek komutlar ekleyerek görsel boyutlarını ve diğer seçenekleri belirlemenize imkan tanır. Özellikle “-ar 3:2” gibi kısayollarla, çeşitli görsel sonuçlara hızla ulaşabilirsiniz.
buzdağıhaber.com
Midjourney, kullanıcılara DALL-E gibi 4 görselden oluşan bir ızgara sunar. Bu 2×2’lik ızgara, iki sıra seçeneği ile kullanıcılara sunulur. Üst sıradaki seçenekler, oluşturulan görselleri numaralandırmak için kullanılır. Kullanıcılar, hangi görseli büyütmek veya indirmek istediklerini belirlemek için numaraları seçerler. Alt sıradaki seçenekler ise seçilen görüntünün farklı varyasyonlarını oluşturmak için kullanılır.
Bu yaratıcı araç, görsel kalitesini en fazla 1664×1664 seviyesine kadar yükseltebilir. Ayrıca, internette bulunan herhangi bir görüntüyü kullanarak yeni görseller oluşturmanıza da izin verir. Bu işlem için görüntünün URL adresini programa vermeniz yeterlidir.
Ancak, bu tür araçların kullanımı bazı tartışmalara yol açmıştır. Özellikle telif haklarına saygı gösterilmemesi durumunda, çizerler ve sanatçılar bu tür araçları eleştirmişlerdir.
Midjourney gibi yaratıcı araçlar, sanat ve tasarım alanında sınırları zorlamaya devam ediyor. İlerleyen dönemde, bu tür teknolojilerin daha da gelişmesi ve daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenmesi beklenmektedir.
3. Stable Diffusion
Yaratıcı yapay zeka araçları, tasarım ve sanat alanında büyük bir çığır açmış durumda. Ancak bu araçların kullanımı ve telif hakları konusundaki tartışmalar giderek artıyor. Özellikle Stability AI’nın geliştirdiği açık kaynak kodlu yazılım, bu tartışmalara odaklanmış durumda.
Stability AI tarafından geliştirilen bu yazılım, açık kaynak kodlu olmasıyla öne çıkıyor. Bu, kullanıcıların yazılımı bilgisayarlarına kurup istedikleri gibi özelleştirebilecekleri ve geliştirebilecekleri anlamına geliyor. Ancak, bu süreç sıradan kullanıcılar için karmaşık olabilir.
Dream Studio adında daha kullanıcı dostu bir araç da mevcut, ancak üç araç da stil komutlarına İngilizce olarak yanıt veriyor ve Türkçe desteği sunmuyor. Özellikle “cartoon style”, “Van Gogh style”, “photorealistic”, “cyberpunk” ve “ultra-detailed” gibi ek komutlarla istenilen sonuçlar alınabiliyor.
buzdağıhaber.com
Ancak, bu programların ücretsiz kullanım limitleri oldukça kısıtlı. Örneğin, Dream Studio kullanıcılarına sadece 200 kredi hakkı sunuyor ve karmaşıklaştırılan görseller için harcanan kredi sayısı artıyor.
Telif hakları ise büyük bir sorun teşkil ediyor. Stability AI gibi şirketler, telif hakları ihlali nedeniyle davalara maruz kalıyorlar. Örneğin, stok görsel firması Getty Images, Stability AI’a dava açarak, platformlarında izinsiz kullanılan milyonlarca fotoğrafı gündeme getiriyor. Bu nedenle, yapay zeka ve telif hakları arasındaki ilişki hala netlik kazanmamış gibi görünüyor.
Getty Images’in bu durumu yanıt olarak kendi yapay zeka programını başlatma planları da, yapay zeka ve görsel içerik üretimi alanında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Bu konudaki tartışmaların ve yasal düzenlemelerin gelecekte daha fazla odak noktası olması muhtemel görünüyor.
4. GAN modelleri
Yapay zeka dünyasında önemli bir dönüm noktası olan GAN (Generative Adversarial Networks), inandırıcı ve özgün görüntüler, videolar ve sesler oluşturabilme yeteneğiyle dikkat çekiyor. GAN teknolojisi, yapay zekanın görsel ve işitsel yaratıcılığını zenginleştiriyor ve gerçeklikle sanal dünyalar arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor.
Geleneksel olarak, yapay zeka temelli sistemler, kaba ve belirgin sonuçlar üretirken, GAN teknolojisi bu algıyı değiştiriyor. GAN, birçok alanda uygulanabilen ve sonuçların gerçek dünyaya oldukça yakın olduğu bir yaklaşım sunuyor.
İnsan beyninin öğrenme süreçlerini taklit eden GAN, özellikle yüz görüntüleri üretiminde büyük başarı elde ediyor. Devasa bir veri kümesi içeren GAN, gerçek yüzlerin görüntülerini üretmek için iki derin sinir ağının rekabetine dayanıyor. Bu rekabet sonucunda ortaya çıkan sahte yüzler, “GAN görüntüleri” olarak adlandırılıyor.
buzdağıhaber.com
Özellikle Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırma, internet kullanıcılarının gerçek yüzleri ile GAN teknolojisi kullanılarak üretilen yüzleri ayırt edemediğini gösterdi. Hatta bazı durumlarda, GAN tarafından üretilen yüzlerin daha gerçekçi bulunduğu tespit edildi. Bu sonuçlar, GAN teknolojisinin ne kadar ileri bir noktada olduğunu gösteriyor.
Günümüzde, GAN teknolojisinin etkisi artsa da, henüz difüzyon modelleri kadar yaygın kullanılmıyor. Ancak, GAN Lab, HyperGAN, VeGAN’s ve DiscoGAN gibi popüler araçlar, bu teknolojinin potansiyelini gösteriyor. Yapay zeka dünyasındaki bu gelişmeler, gelecekte daha da ilginç sonuçlar doğurabilir.
5. Deepfake araçları
Deepfake, günümüzde internet kullanıcılarının karşısına sık sık çıkan ve tartışmalara neden olan bir teknoloji olarak öne çıkıyor. İlk kez 2017 yılında Reddit platformunda görülen deepfake içerikleri, gün geçtikçe daha fazla algoritma ve yazılımın geliştirilmesiyle yaygınlaştı.
Deepfake, kelime anlamıyla “derin sahte” olarak tercüme edilebilir. Bu teknoloji, bir kişinin yüzünü, başka bir kişinin vücudu veya görüntüsüyle değiştirmeye olanak tanıyor. Gelişmiş derin öğrenme algoritmaları, otomatik kodlayıcılar ve GAN (Generative Adversarial Networks) sistemleri, deepfake içeriklerin oluşturulmasında kullanılıyor.
Bu teknolojinin başlangıcında özellikle ünlü isimlerin deepfake ile montajlanmış pornografik görüntüleri gündemdeydi. Ancak deepfake artık sadece bu alanla sınırlı değil; intikam pornosundan kara propagandaya ve dezenformasyona kadar birçok amaç için kullanılıyor.
Deepfake üretimine olanak tanıyan birçok araç bulunuyor. Özellikle Deepfakes Web, yüklenen videolar ve görüntülerle 4 saat boyunca eğitiliyor ve ardından bu eğitilen model ile görüntülerde yüz değiştirmek mümkün hale geliyor. Bu işlem yaklaşık 30 dakika sürüyor.
buzdağıhaber.com
MyHeritage adlı platform, “Derin Nostalji” özelliği ile eski fotoğrafları canlandırmak ve fotoğraflardaki yüzlere şarkı söyletmek gibi yaratıcı amaçlar için kullanılıyor. Bu platform sayesinde kullanıcılar tarihsel fotoğrafları yeniden hayata döndürebiliyor.
Bunun yanı sıra mobil uygulamalar şeklinde sunulan deepfake araçları da dikkat çekiyor. Örneğin, Lensa AI kullanıcıların yüzlerini farklı karakterler ve tarzlardaki portrelerle değiştirerek eğlenceli deneyimler yaşamalarına imkan tanıyor.
Ancak deepfake teknolojisinin yaygınlaşması ve kolay erişilebilir hale gelmesi, aynı zamanda ciddi tehditlere yol açıyor. Dezenformasyon ve sahte haberlerin yayılması, kişisel verilerin istismarı gibi sorunlar deepfake’nin potansiyel tehlikelerini gösteriyor. Bu nedenle, bu teknolojinin etkilerini anlamak ve sınırlamak önem taşıyor.
6. Firefly
Yazılım devi Adobe, yapay zeka alanındaki hızlı ilerlemeleri takip ederek, yeni bir yapay zeka modeli olan “Firefly”i geliştirdi. Firefly, özellikle görsel içerik üretiminde dikkat çekici bir rol üstleniyor. Adobe, Midjourney ve DALL-E gibi popüler yapay zeka araçlarına rakip olmayı hedefleyen bu yeni modelle, kullanıcılarına görsel içerikler oluşturma yeteneği sunuyor.
Firefly’in dikkat çeken özelliği, görsel manipülasyonun ötesine geçerek, sıfırdan yeni görseller oluşturma yeteneğine sahip olmasıdır. Bu özelliği sayesinde kullanıcılara daha yüksek kaliteli ve keskin görseller sunma kapasitesine sahip olan Firefly, özellikle tasarımcılar ve içerik oluşturucular için ilgi çekici hale geliyor.
buzdağıhaber.com
Firefly, bazı durumlarda oldukça detaylı ve başarılı görsel sahneler oluşturabilirken, diğer durumlarda absürt veya fazlasıyla basit görseller üretebilir. Bu, yapay zeka modelinin performansının henüz geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak Adobe, Firefly’i sürekli olarak güncellemeye ve iyileştirmeye devam ederek, kullanıcılarına daha tatmin edici sonuçlar sunmayı amaçlıyor.
Adobe’un bu yeni yapay zeka modeli, nöral filtreler ve akıllı nesne seçme gibi diğer yapay zeka modellerinden farklı bir yaklaşım sunarak, yaratıcı içerik oluşturma süreçlerini yeniden tanımlayabilir. Firefly, Adobe’nin yapay zeka teknolojilerindeki yenilikçi adımlarından sadece biri olarak, gelecekte daha fazla dikkat çekeceğe benziyor. Adobe kullanıcılarının, Firefly sayesinde daha etkileyici görsel içerikler oluşturabilecekleri yeni olanaklardan yararlanmaları bekleniyor.
7. Görselleri hareketlendirme: Runway
New York merkezli girişim Runway, yapay zeka tabanlı araçlarıyla yaratıcı topluluklar arasında geniş bir popülerlik kazanıyor. Runway’in yenilikçi araçları, yapay zeka sanatçıları ve tasarımcıları için video içerik oluşturma süreçlerini kolaylaştırıyor ve zenginleştiriyor.
Runway Gen-1, kullanıcıların video görüntülerini yükledikleri bir platform sunuyor ve ardından yapay zeka tabanlı algoritmalar bu görüntüler üzerinde çalışarak yeni videolar üretiyor. Bu özellik, kullanıcıların var olan videoları temel alarak yaratıcı sonuçlar elde etmelerine olanak tanırken, iş akışlarını hızlandırıyor.
buzdağıhaber.com
Runway Gen-2, Gen-1’deki özelliklere ek olarak daha fazla özgürlük sunuyor. Kullanıcılar, istedikleri videoları oluşturmak için yazılı komutlar veya tarifler kullanabiliyorlar. Ayrıca, görsel içerikleri yükleyerek, yapay zekanın bu görselleri hareketlendirmesini sağlayabiliyorlar. Bu özgürlük ve özelleştirme seçenekleri, sanatçılara ve tasarımcılara yaratıcı projelerinde daha fazla kontrol ve esneklik sunuyor.
Runway’in yeni nesil araçları, yapay zeka tabanlı içerik üretimini daha erişilebilir ve güçlü kılıyor. Bu, yaratıcı toplulukların, videolarını ve görsel içeriklerini daha yenilikçi ve etkileyici bir şekilde oluşturmalarına yardımcı oluyor. Runway’in ilerleyen dönemlerde yapay zeka teknolojilerinde daha fazla yenilik sunması bekleniyor, bu da yapay zeka sanatının daha da ileri gitmesini sağlayabilir.
Amaca yönelik botlar
1. Komut oluşturma araçları
Yapay zeka tabanlı metin ve görsel üretim araçları, kullanıcıların girdiği komutların kalitesine bağlı olarak sonuçlarını şekillendiren önemli araçlardır. Bu araçların kullanıcılar tarafından verilen komutları daha iyi anlayıp işlemesi, istenilen sonuçların elde edilmesini sağlar. Ancak bazı kullanıcılar için uygun komutlar üretmek, özellikle farklı araçlar arasında geçiş yaparken zorlayıcı olabilir.
Bu soruna çözüm sunan bir dizi komut üreten yapay zeka aracı geliştirilmiştir. Örneğin, kullanıcıların verdiği komutları geliştirmek için yaygın olarak kullanılan iki araç Better Prompt ve Prompt Folder’dır. Bu araçlar, kullanıcıların mevcut komutları daha iyi hale getirmelerine yardımcı olur.
Aigen Prompt ve AI Text Prompt Generator ise tüm görsel üretim araçları için özelleştirilmiş komutlar oluşturmayı hedefler. Bu, kullanıcıların daha iyi sonuçlar elde etmek için komutları belirli projelere veya gereksinimlere göre uyarlamalarına olanak tanır. Örneğin, Aigen Prompt kullanıcılarına logo üretimi veya portre çizdirme gibi özelleştirilmiş komutlar oluşturma olanağı sunar.
Bu gelişmeler, yapay zeka teknolojisinin daha kullanıcı dostu hale gelmesine katkı sağlar. Daha iyi komutlarla istenilen sonuçlara daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmak, yapay zeka araçlarının her alanında kullanıcı deneyimini artırabilir. Bu nedenle ChatGPT, FlowGPT ve diğer sohbet botları için oluşturulan komut siteleri de benzer prensipleri benimser ve kullanıcıların yapay zeka ile daha etkili etkileşimde bulunmalarına yardımcı olur. Bu gelişmeler, yapay zeka kullanımının daha yaygın hale gelmesine katkıda bulunabilir.
2. Kodlama araçları: ChatGPT, Bard ve Copilot
Yapay zeka teknolojileri, birçok sektörde devrim yaratmaya devam ediyor ve son durağı kodlama dünyası oluyor. Google Bard gibi yapay zeka asistanları, geliştiricilere kodlama işlemlerinde yardımcı olmak ve verimliliği artırmak amacıyla hızla gelişiyor.
Google Bard, kısa bir süre önce kodlama alanında da etkili bir rol oynamaya başladı. Artık Bard, C++, Go, Java, Javascript, Python ve Typescript gibi 20’den fazla programlama dilini destekliyor ve Google’ın ofis araçları üzerinde çalışabiliyor. Kodlama taleplerini karşılayabilen veya mevcut kodları hata ayıklayabilen Bard, geliştiricilere büyük kolaylık sağlıyor. Bu gelişmeyle birlikte, Bard GitHub’ın yazılım asistanı Copilot’a doğrudan rakip oluyor.
GitHub Copilot, geçen yıl kullanıma sunulduğunda, yazılımcılara karmaşık görevleri basit komutlarla yönetme fırsatı sunuyor. GPT-4 modeliyle entegre edilen Copilot Chat, gerçek zamanlı rehberlik, kod önerileri ve kodlama analizi gibi temel özellikler sunuyor. Bu asistan, yazılımcılara hız kazandırmak ve kodlama projelerini daha verimli hale getirmek için tasarlanmıştır.
buzdağıhaber.com
GitHub’ın ürün başkan yardımcısı Mario Rodriguez, Copilot Chat’ın karmaşık görevleri inanılmaz bir hızla tamamladığını belirtiyor. Ayrıca GitHub, “Hey, GitHub!” adını taşıyan bir yazılım üzerinde çalışarak sesli komutları kodlara dönüştürme alanında da ilerlemeler kaydediyor.
ChatGPT, kodlama dünyasında da adından söz ettiriyor. ChatGPT’nin GPT-4 yükseltmesiyle gelen görsel yükleme özelliği, web sayfalarının kodlarını otomatik olarak oluşturmak isteyen kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlıyor. Bazı kullanıcılar, bir kağıda çizdikleri web sayfalarının tasarımını ChatGPT’den istedikleri kodları yazmasını talep ederek verimli sonuçlar elde ediyorlar.
Kodlama dünyası, yapay zeka teknolojilerinin hızla evrildiği ve geliştiricilerin işlerini kolaylaştırmak için bu teknolojilerden yararlandığı bir alandır. Google Bard, GitHub Copilot ve ChatGPT gibi yapay zeka destekli araçlar, kodlama süreçlerini daha verimli ve etkili hale getirmek için kullanıcıların hizmetinde. Bu gelişmelerle birlikte, yapay zeka teknolojilerinin kodlama dünyasındaki rolü her geçen gün büyümeye devam ediyor.
3. Yaratıcı yazın: Sudowrite
Edebiyat dünyasında yapay zeka, yazarlara ve metin oluşturuculara yeni bir soluk getiriyor. Sudowrite gibi özel yazılımlar, metinlerin yazılması ve geliştirilmesi süreçlerinde yazarlara yardımcı olmak için geliştiriliyor. Sudowrite, edebiyatın yanı sıra e-kitap alanında da büyük bir etki yaratıyor.
Amit Gupta ve James Yu tarafından geliştirilen Sudowrite, kullanıcıların yazdıklarını bir arayüze yapıştırdıktan sonra, metinleri yeniden yazmak veya olay örgülerini geliştirmek için önerilerde bulunuyor. Sistemin arkasında, OpenAI’nın güçlü dil modelleri olan GPT-3 ve GPT-4 bulunuyor. Bu modeller, kısa öyküler ve roman özetleriyle eğitildi ve yazarlara metinlerini geliştirme konusunda yardımcı olmak üzere tasarlandı.
Sudowrite, yazarlar için önemli bir araç haline geldi, özellikle ABD’de e-kitap üretimi yapan yazarlar arasında. Rekabetin yoğun olduğu bu alanda, hızlı ve düzenli metin üretimi büyük bir avantaj sağlıyor. Yazarlar, Sudowrite ve benzer yapay zeka araçlarını kullanarak işlerini hızlandırıp metinlerini daha çekici hale getirebiliyorlar.
buzdağıhaber.com
Ayrıca, ChatGPT gibi sohbet botları da yazarlara yaratıcılıklarında destek oluyor. Özellikle polisiye öykü yazarları, bu yapay zeka araçlarını kullanarak ilginç hikayeler oluşturuyorlar. Örneğin, bir yazar, Sudowrite ve ChatGPT kullanarak “Noel Baba Cinayeti Vakası” adlı bir kısa hikaye yazmış ve bu öykü, Aralık 2022’de polisiye dergi 221B’de yayımlanmıştı.
Edebiyat dünyası, yapay zeka teknolojileri ile birlikte hızla evriliyor ve yazarlar, bu teknolojileri yaratıcılıklarını artırmak ve metinlerini geliştirmek için kullanıyorlar. Sudowrite ve ChatGPT gibi araçlar, edebiyatın geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.
4. Çeviri araçları: Deepl, OpenL ve MateCat atılımı
Günümüzde, çeviri ihtiyacı duyanlar için yapay zeka destekli çeviri araçları, dil engellerini aşmada önemli bir rol oynuyor. Google Translate gibi popüler çeviri araçlarının yanı sıra Deepl, OpenL, MateCat ve SmartCat gibi alternatif çeviri araçları, çeşitli diller arasında iletişimi kolaylaştırıyor.
Deepl, 31 dili kapsayan bir çeviri sistemi olarak öne çıkıyor ve dosya yükleyerek veya internet sitelerini tamamen çevirerek kullanıcıların çeviri ihtiyaçlarını karşılıyor. Ücretli Pro versiyonu da bulunan Deepl, geliştirilmiş özellikleriyle dikkat çekiyor.
OpenL ise her gün 20 ücretsiz kullanım hakkı sunan bir çeviri aracıdır. Görsel çeviri ve dilbilgisi düzeltme gibi ek seçenekler sunarak kullanıcılar için pratik bir çeviri deneyimi sunar.
buzdağıhaber.com
Çeviri dosyalarını yüklemeye ve metni cümle cümle bölmeye imkan tanıyan diğer bir grup program ise MateCat ve SmartCat gibi çeviri araçlarıdır. MateCat, OpenAI’ın GPT-4 dil modeli ile entegre edilmiş, bu da onun diğerlerinden öne çıkmasını sağlamaktadır. Bu gelişmiş yapay zeka entegrasyonu, daha doğru ve akıcı çeviriler sunarak kullanıcıların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamalarına yardımcı oluyor.
Yapay zeka destekli çeviri araçları, dil bariyerlerini aşmak ve küresel iletişimi kolaylaştırmak için giderek daha fazla kullanılıyor. Bu araçlar, dil engellerini kaldırarak dünyanın farklı bölgelerinden gelen insanların daha etkili bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı oluyor.
5. Flört botları: Replica AI
Yapay zeka destekli sanal arkadaş uygulaması Replika, kullanıcıların özel karakterler yaratıp arkadaşlık, romantik sohbetler veya kişisel deneyimler yaşamak için kullanabilecekleri eğlenceli bir platform olarak dikkat çekiyor. Ancak Replika, yalnızca eğlence amaçlı bir sistem olmanın ötesinde birçok farklı özelliği içeriyor.
Kullanıcılar, bu uygulama üzerinde kendilerine ait bir karakter oluşturabiliyor ve bu karakterle etkileşimde bulunabiliyorlar. Bazı kullanıcılar bu platformu romantik ve cinsel içerikli sohbetler için kullanırken, şirket bu tür etkileşimleri uygulamadan kaldırma kararı almış, ancak kullanıcı tepkilerinin ardından geri adım atmıştı.
Replika, kullanıcıların yaratık karakterlerinin hafızasını manuel olarak değiştirmelerine olanak tanır. Bu sayede, karakterler zamanla kullanıcılarının yaşamları hakkında daha fazla bilgi edinebilir ve sohbetleri kişiselleştirilebilir hale gelir.
buzdağıhaber.com
Mobil uygulaması oldukça popüler olsa da, Replika web sitesi üzerinden de kullanılabilir. Mobil sürüm, artırılmış gerçeklik özelliklerini kullanarak kullanıcıların oluşturduğu karakterleri gerçek dünyada görüntülemelerine imkan tanır.
Replika AI’a ek olarak, Kajiwoto, Romantic AI ve Nomi gibi benzer platformlar da sanal arkadaşlarla etkileşim kurma ve eğlence deneyimlerini artırma amacı güderler. Bu tür uygulamalar, yapay zekanın insanlarla daha kişisel ve eğlenceli bir şekilde etkileşim kurmasını sağlamak için inovasyonun bir örneğini sunuyorlar.
6. Ünlülerle sohbet: Character AI
Character.AI, kullanıcıların geçmişte ve şu anda yaşayan tanınmış figürlerle mesajlaşabildiği ilginç bir platform olarak dikkat çekiyor. Bu benzersiz uygulama, Eylül 2022’de hizmete girdi ve bugüne kadar yaklaşık 5 milyon kullanıcıya ulaştı.
buzdağıhaber.com
Character.AI, Google bünyesinde çalışmış olan Daniel De Freitas ve Noam Shazeer tarafından kuruldu. Kullanıcılar, platform üzerinden Kraliçe II. Elizabeth, Taylor Swift, Elon Musk, Albert Einstein ve hatta Mustafa Kemal Atatürk gibi tarihi veya güncel figürlerle sanal bir şekilde sohbet edebiliyorlar.
Mobil uygulama desteği sunan Character.AI, aynı zamanda web sitesi üzerinden beta sürümüne erişim sağlıyor. Bu platform, geçmiş ve şimdiyi bir araya getirerek eşsiz ve eğlenceli bir iletişim deneyimi sunuyor.
7. Dark Web araçları
Dark web, yapay zeka araçlarının dönüştürüldüğü ve kullanıldığı ilginç bir arenaya dönüşüyor. Yapay zeka modelleri, “ChatGPT’nin kötü ikizleri” olarak adlandırılan karanlık web versiyonlarında farklı amaçlar için kullanılıyor.
Özellikle “WormGPT” isimli yapay zeka aracı, siber güvenlik firması SlashNext tarafından dark web’de tespit edildi. Bu model, bilgisayar korsanlarının işlerini yürütmek için insan elinden çıkmış metinler üretebilen “sofistike bir yapay zeka modeli” olarak tanımlanıyor.
buzdağıhaber.com
Ayrıca, “FraudGPT” adlı bir hacker aracı da dark web üzerinde abonelik esasına dayalı olarak satılıyor. Şimdiye dek 3 binden fazla aboneye sahip olduğu söylenen bu araç, bilgisayar korsanlarının faaliyetlerini yapay zeka desteğiyle yürütmelerine imkan tanıyor.
Dark web’deki yapay zeka araçları sadece suç amaçlı kullanılmak zorunda değil. Güney Koreli araştırmacılar, Tor ağını kullanarak dark web’den elde ettikleri verileri kullanarak “DarkBERT” adında bir sohbet botu oluşturdular. Bu araç, kolluk kuvvetlerinin ve araştırmacıların dark web’i daha iyi anlamalarına yardımcı olmak amacıyla kullanılıyor.
Dark web, yapay zeka araçlarının farklı ve bazen etkileyici bir şekilde dönüştüğü bir alan olmaya devam ediyor. Bu, hem siber güvenlik hem de suç önleme açısından yeni zorluklar ortaya çıkarıyor.
8. Ses klonlama araçları
Son dönemde Instagram ve Spotify gibi platformlarda, ünlülerin seslerini taklit eden videolar ve podcastler giderek popüler hale geliyor. Bu trendin arkasında, ünlü kişilerin seslerini klonlayan ve gerçekçi ses dosyaları üreten yapay zeka araçları bulunuyor.
Önde gelen bir örnek olan ElevenLabs firmasının “Voice Lab” adlı uygulaması, kullanıcıların seslerini kopyalamalarına olanak tanıyor. Bu uygulama sayesinde kullanıcılar, kendi seslerini klonlayarak farklı türküler seslendirme ve sesli imza uygulamalarını kandırma gibi çeşitli amaçlar için kullanabiliyorlar.
Bu tür uygulamalar, birkaç dakikalık ses kaydının yüklenmesiyle çalışıyor ve gerçekçi ses dosyaları üretmeleriyle dikkat çekiyor. Bazı araçlar, insan duygularını taklit ederek ses klonlamayı daha da gerçekçi hale getiriyor. Örneğin, “Murf” adlı bir araç, öfke, mutluluk, üzüntü gibi çeşitli duyguları taklit edebiliyor. Ayrıca “Resemble AI,” kopyalanacak sesin vurgularını ve noktalama işaretlerini tanıyabilme yeteneğiyle öne çıkıyor.
buzdağıhaber.com
Kısa süre içinde ses klonlama yapabilen daha hızlı araçlar da mevcut. Örneğin, “Coqui” tarafından geliştirilen “XTTS” yapay zeka modeli, sadece üç saniyelik ses dosyaları aracılığıyla üretim yapabiliyor.
Bu teknoloji, Spotify’ın artık podcastleri kullanıcıların istedikleri dile çevireceğini duyurmasının ardından daha fazla dikkat çekiyor. Bu gelişme sayesinde Spotify kullanıcıları, İngilizce podcastleri konuşmacıların kendi sesleriyle Türkçe dublajlı olarak dinleyebilecekler. Ses klonlama teknolojisinin, eğlence ve çeviri alanlarında daha fazla yeniliği beraberinde getirmesi bekleniyor.
9. Müzik üretim araçları
Drake ve The Weeknd gibi ünlü şarkıcıların seslerini ürkütücü bir isabetlilikle taklit eden bir yapay zeka ürünü, müziğin geleceğini ve yapay zekanın bu sektördeki etkisini gündeme getiriyor. Bu yeni gelişme, Grammy değerlendirmesine sunulmasıyla dikkatleri çekiyor ve müzik dünyasındaki yapay zeka uygulamalarının sınırlarını test ediyor.
Yapay zeka ile müzik üretimi artık oldukça yaygın bir uygulama haline geldi. Örneğin, Mubert adlı popüler bir araç, kuruluşundan bu yana 100 milyondan fazla müzik parçası üretti. 2017 yılında kurulan Mubert, müziği bir yapay zeka algoritması kullanarak anlık olarak oluşturuyor ve dinleyicilere sunduğu türleri kişiselleştirebiliyor.
buzdağıhaber.com
Benzer bir hizmet sunan Boomy adlı bir diğer yapay zeka aracı da 2019 yılından beri faaliyet gösteriyor. Boomy, 16 milyonun üzerinde müzik parçası oluşturmak için kullanıldı ve kullanıcılarına kişisel müzik yaratma fırsatı sunuyor.
Ayrıca, Soundful adlı bir müzik aracı, video ve podcast üreticilerinin ihtiyaçlarına yönelik tasarlanmış bir platform olarak öne çıkıyor. Soundful, telifsiz arka plan müziği oluşturmak için kullanılıyor ve farklı türlerde 50’den fazla şablon sunarak müzik üretimini kolaylaştırıyor.
Bu gelişmeler, müzik üretiminde yapay zekanın giderek daha fazla kullanılacağı ve sanatçıların, prodüktörlerin ve dinleyicilerin müziği daha yenilikçi ve kişiselleştirilmiş yollarla deneyimleyeceği bir geleceğe işaret ediyor.