Erdoğan seçimi neden ve nasıl kazandı?

Malum gündemimiz seçim. Son 2 aydır seçim dışında hiçbir şey konuşamıyoruz. Gönül ister ki siyaseti siyasetçilerin yapması ama son birkaç seçimdir seçimle yatıp seçimle kalkıyoruz.

Bunu nedenini daha detaylı anlatırım ama bugün anlatacağım konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın almış olduğu oy oranı.

Geçtiğimiz pazartesi yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turunda millet yeniden Erdoğan dedi. Erdoğan yüzde 50.16’lık bir oy oranı ile önümüzdeki 5 yıl boyunca farklı bir durum veya erken seçim olmazsa Türkiye’yi yönetecek isim oldu.

Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 47.80’lik bir oy oranı aldı ama bu kazanmasına yetmedi.

Erdoğan’ın almış olduğu oy oranı 2018’de almış olduğu oy oranı ile neredeyse aynı. 

Şimdi bir 2018 yılına geri dönelim. Hain 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 2 yıl geçmiş ve getirilen başkanlık sistemiyle Erdoğan cumhurbaşkanı olmuştu. 2018’den yılından bu yana geçen 5 yılda ciddi bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Ki bu krizin içinde enflasyon ve döviz kurunun yükselmesi gibi 2 önemli konu var. 

Daha sonra 2019 yılında yapılan yerel seçimler neticesinde AK Parti’nin başta İstanbul olmak üzere bir sürü büyükşehir belediyesini kaybetmesi parti için ciddi bir sorun teşkil etti. Daha sonra ortaya çıkan ve hala günümüze kadar devam eden bir takım yönetimsel ve hukuksal sorunlar. 

Bu da yetmedi yine 2020 yılının başlarında patlak veren bütün düyaya yayılan koronavirüs salgının yarattığı toplumsal ve ekonomik etkiler. Salgınla birlikte alt üst olan ekonomik dengelerin yarattığı gıda fiyatlarının yükselmesi AK Parti ce Erdoğan için çok zorlu süreçler oldu. 

Bunun yanında mülteci sorununun giderek toplumsal bir sorun haline gelmesi ve en son bu yılın şubat ayında yaşadığımız deprem felaketi…

Bütün bu kriz ve sorunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zorlu bir seçim sürecine doğru götürdü. Muhalefetin bu sorunlar üzerinden inşaa ettiği kesin kazanacağız söylemi, geçtiğimiz pazar günü gerçekleşmedi ve Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 13. Cumhurbaşkanı oldu.

Geçtiğimiz 5 yıl boyunca yaşanan onca kriz ve sorunlara rağmen Erdoğan’ın kazanmasının 5 temel nedeni var. Gelin birlikte nedenlere bakalım:

Birinci Neden İstikrar İsteği: Vatandaşların çoğu istikrar istedi. Millet İttifakının oluşturduğu altın masanın içindeki çatlaklar, fikir ayrılıkları, adayın genç belirlenmesi, ittifak içinde bulunan partilerin seçimden sonra ya yönelik açıklamaları ve en sonunda İyi Parti Genel Başkanı Meral akşener’in aday tartışması üzerinden masadan kalkması toplum nezdinde kötü bir izlenim bıraktı. Bunlar istikrar isteyen kesimler için yeterli argümanlar oldu.

İkinci neden ise güvenlik: HDP’nin Kılıçdaroğlu’na desteği bir diğer sorun oldu. Kılıçdaroğlu’na sanki PKK destek veriyormuş propagandası millet nezdinde karşılık bulduğu gördük. Gerekirse soğan ekmek yeriz ama vatanımızı vermeyiz gibi söylemler üzerinden yapılan propaganda, Erdoğan’ın oyunu korumasını sağlayan bir diğer etken oldu.

Üçüncü neden din oldu. İktidarın en çok kullandığı argümanlardan bir tanesi de din oldu. CHP eşittir din düşmanlığı anlayışı, toplumda zaten yıllardan beri var olan bir durum… Bunun üzerine inşa edilen Erdoğan’ın dini figür rolü toplumda oldukça karışık bulunan bir diğer neden oldu.

Dördüncü neden ise yerli ve milli üretim: Baktığımızda Cumhur ittifakının en çok kullandığı propaganda araçlarından bir tanesi de yerli ve milli üretim projeleri. Gerek köprüler gerek hastaneler gerek uçak gemisi gerek havalimanları TOGG’un yapılması, hızlı trenlerin hizmete açılması, bütün bunları üst üste koyduğumuzda iktidar için seçim öncesi adeta can suyu olan projeler oldu ve bunların seçim sürecinde sık sık kullanılması topluma sık sık sunulması algının iktidar yönüne değişmesi ve algının miktar yönde kalması için çok önemli propaganda araçları oldu.

Beşinci ve son neden ise mülteci sorunun kime göre sorun olduğu: Şimdi Erdoğan’ın oy aldığı bölgelere baktığımız zaman genel olarak İç Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu’nun bir kısmı. İşte tam da bu noktaya baktığımızda mülteci sorunun ne anlama geldiğini daha rahat anlayabiliyoruz Mültecilerin oransal olarak fazla yaşadığı illere baktığımız zaman İstanbul başta geliyor. İstanbul’la birlikte Ankara ve Hatay en çok mültecinin yaşadığı iller… Bu tabloya baktığımızda Kılıçdaroğlu bu üç ilde seçimi zaten önde götürdü. Mülteciler tehdittir söylemiyor mültecilerin en çok yaşadığı ildeki Türk vatandaşları için geçerli olduğunu gördük. Mülteci sorunlu kampanyası Erzurum için Kahramanmaraş için Malatya için Trabzon için Sinop, Konya, Kayseri, Çorum, Rize veya Samsun için çok bir anlam ifade etmedi, etmiyor da. Çünkü bu illerde mülteci çok az olduğu için tehdit boyutu da bu illere illerde yaşayan vatandaşlar için haliyle az oldu. Tehditin tehdit olabilmesi için ya çıplak gözle gözükmesi lazım ya da size çok yakın olması lazım. Aksi takdirde tehdit başkası için tehdit oluyor. Bu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı ile aynı. Bundan dolayı muhalefeti mülteci tehdit kampanyası nispeten büyükşehirlerde karşılık buldu. Anadolu’nun geri kalanında çok karşılık bulmadı. Kaldı ki mültecileri üç kuruşa çalıştıran bir kesim de var, bunlar birleştiğinde mülteciler sorun olmaktan çıkıp sadece bir kesim için sorulmuş algısı oluştu.

Evet saydım bu 5 temel neden AK Parti ve Cumhur İttifakının cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi için çok önemli argümanlar oldu. Seçim propagandası için kullanılan bu 5 temel neden, Cumhur İttifakını yeniden iktidara taşıdı.