- Followers
- Subscribers
- Followers
- Members
- Followers
- Members
- Subscribers
- Posts
- Members
- Subscribe
Yeni Delhi’de gerçekleşen G20 zirvesi, dünyanın önde gelen 20 büyük ekonomisinin liderlerini bir araya getirdi ve bir dizi önemli gelişmeyle sonuçlandı.
İşte bu zirveden öne çıkan 5 sonuç:
Ortak bildiride Ukrayna detayı
Yeni Delhi’de gerçekleşen G20 zirvesinin ardından yayımlanan ortak bildiri, Ukrayna krizine ilişkin dikkat çeken bir yaklaşım sergiliyor. Bildiride, hiçbir devletin güç kullanarak başka bir devletin topraklarını gasp edemeyeceği vurgulanırken, Ukrayna halkının çektiği acılara da dikkat çekiliyor. Ancak, bildiride savaş için doğrudan Rusya’yı eleştiren bir ifade kullanılmadığı gözlemleniyor.
Bu durum, geçen yıl Bali’de yapılan zirvede Rusya’yı kınayan G20’nin konuyla ilgili pozisyonunu yumuşattığı şeklinde yorumlanıyor. Bazı diplomatlar, Rusya’nın açık bir kınamanın yer aldığı bildiriye onay vermeyeceğini belirtiyor ve Moskova’nın güç kullanarak toprak elde edilemeyeceğine yönelik ifadeleri onaylamasını bir kazanım olarak değerlendiriyor.
Ancak, bu durumun Hindistan’ı Çin’i dengeleyebilecek bir güç olarak gören Batı ülkelerinin desteğini kazanma amacını taşıdığı da iddia ediliyor. Hindistan’ın ev sahibi olarak diplomatik başarısını perçinlemek adına bu tür bir taviz vermiş olabileceği belirtiliyor.
Ayrıca, Hindistan’ın yanı sıra Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika gibi ülkelerin de Ukrayna savaşıyla ilgili daha çatışmacı bir dilden kaçınma eğiliminde olduğu görülüyor. Bu ülkeler, uluslararası arenada barışçıl bir çözüm ve işbirliği vurgusu yaparak krizin çözümüne katkı sağlamayı amaçlıyorlar.
Afrika Birliği G20’ye katıldı
55 üyeye sahip Afrika Birliği, G20’ye daimi üye olarak katıldı ve grubun temsiliyet düzeyini önemli ölçüde yükseltti. Afrika kıtasından şu ana kadar sadece Güney Afrika’nın G20’ye dahil olduğu göz önüne alındığında, Afrika Birliği’nin katılması, “küresel güneyin” sesinin daha fazla duyulmasını sağlayacak bir adım olarak kabul ediliyor.
Afrika Birliği’nin G20’ye dahil olması, özellikle Çin ve Rusya’nın liderliğindeki BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) grubunun Suudi Arabistan ve İran’ı da içine alacak şekilde genişlemesi kararının ardından geldi. Bu gelişmeler, küresel ekonomi ve siyasetteki dengelerin değişmekte olduğunu ve yeni aktörlerin sahnede daha etkin bir rol oynadığını gösteriyor.
Afrika Birliği, 55 üye ülkesiyle G20’ye katılarak 1,4 milyar kişiyi temsil ediyor. Bu, Afrika’nın kalkınma ve sürdürülebilirlik konularındaki önemini vurguluyor ve kıtadan gelen seslerin uluslararası platformlarda daha fazla dikkate alınmasını sağlayacak.
Yeni nakliye koridoru ve İsrail’le normalleşme
Yeni Delhi’deki G20 zirvesi, uluslararası ticaret ve ulaşım alanında büyük bir adımın habercisi olarak damga vurdu. ABD Başkanı Joe Biden, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Mohammed bin Salman’ın katılımıyla gerçekleşen zirvede duyurulan önemli bir gelişme, Ortadoğu ile Güney Asya arasında yeni bir nakliye ağı kurulacağına dair planlar oldu.
Daha fazla oku
Joe Biden, bu planı “çok büyük bir anlaşma” olarak tanımlayarak, iki bölge arasında demiryolu ve liman bağlantılarının inşa edileceğini açıkladı. Bu bağlantılar, sonuçta Avrupa’ya kadar uzanacak ve böylece bölge arasındaki ticareti büyük ölçüde kolaylaştıracak.
Yeni nakliye koridorunun rotası, İsrail, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan üzerinden geçerek Avrupa ve Hindistan’a açılması planlanıyor. Bu proje, Hindistan ile Avrupa arasındaki ticaretin yüzde 40 artırılmasının hedeflendiği büyük bir girişim olarak görülüyor.
Henüz finansman ve proje takvimiyle ilgili ayrıntılar net değilken, “Modern Baharat Yolu” olarak adlandırılan proje, Ortadoğu’da elektrik ve veri şebekelerinin kurulması ve hidrojen boru hatlarının inşasını içeriyor. Ayrıca, projenin Çin’in Kuşak ve Yol Projesi kapsamında yaptığı altyapı yatırımlarının dengelemesine yardımcı olabileceği belirtiliyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede başarısızlık
Yeni Delhi’de gerçekleşen G20 zirvesi, iklim değişikliği ve sıfır emisyon hedefleri konusunda önemli bir kavşakta bulunan uluslararası topluluğun dikkatini çekti. Birleşmiş Milletler’in fosil yakıtlardan tamamen vazgeçmenin sıfır emisyon hedefleri için kilit önemde olduğunu açıkladığı bir dönemde, G20 liderleri bu konuda bir anlaşmaya varamadılar.
G20 ülkeleri, küresel emisyonların yüzde 80’inden sorumlu durumda ve bu nedenle fosil yakıtlardan vazgeçme konusunda alınacak kararlar, küresel iklim değişikliği mücadelesinde kritik bir rol oynuyor. Ancak, zirve sonuç bildirisinde bu konuda somut bir adım atılmaması, Birleşik Arap Emirlikleri’nde kasım ayında yapılacak olan iklim zirvesi öncesinde hayal kırıklığı yarattı.
Bununla birlikte, G20 liderleri yeşil enerjiye geçiş konusunda bazı ilerlemeler kaydetti. 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma konusunda anlaşmaya vardılar. Bu, fosil yakıtların yerine temiz enerji kaynaklarının kullanılmasını teşvik etmek adına önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Yeşil enerjiye geçişin yıllık 4 trilyon dolar maliyeti olduğu bilgisi, zirve sırasında gündeme geldi. Ancak henüz bu kaynakların nasıl sağlanacağına ilişkin bir yol haritası oluşturulmadı. Bu, gelecekteki finansman kaynakları ve yeşil enerji projelerinin desteklenmesi için daha fazla çalışma gerektiğini gösteriyor.
G20 zirvesi, küresel iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik konularında ilerlemenin zorluğunu ve uluslararası işbirliği ihtiyacını bir kez daha vurguladı. Ge
Hindistan’ın fırsatı ve Modi’nin seçim gösterisi
Yeni Delhi’de düzenlenen G20 zirvesi, ev sahibi ve dönem başkanı olan Hindistan için hem diplomatik hem de ekonomik gücünü sergileme fırsatı sağladı. Ancak, zirvenin en dikkat çeken konularından biri, ülkenin İngilizce’de kullanılan adının değiştirilmesiyle ilgili tartışmalar oldu.
Hindistan lideri Narendra Modi, zirvenin açılış konuşmasını yaparken, arkasında “Bharat” isminin yazılı olduğu bir levhanın önünde oturdu. Bu adım, Modi’nin liderliğini yaptığı Hindu milliyetçisi parti tarafından uzun süredir desteklenen bir kampanyanın sonucuydu. Parti, “India” isminin Batı kökenli olduğunu ve sömürge döneminde dayatıldığını öne sürerek, ülkenin kendi kültürel kimliğini daha iyi yansıtan “Bharat” adını benimsemeyi savunuyordu.
Ancak Hindistan için zirvenin önemi, sadece isim değişikliğiyle sınırlı değildi. Ülke, gelecek aylarda önemli bir seçime gidecek olması nedeniyle, Modi hükümeti için bir diplomatik başarı hikayesi sunma fırsatı yarattı. Zirve, Hindistan’ın uluslararası arenada etkisini ve liderlik potansiyelini vurgulama imkanı sundu.
Tepki Göster
+1
+1
+1
+1
+1
+1
+1